Geniş bir coğrafyada uzun bir dönem boyunca hakimiyet kuran Roma İmparatorluğu, farklı yönetim sistemlerini tecrübe etmesi, yüksek refaha sahip soylu aileleri ve etkilendiği kültürler sebebiyle takı tarihinde önemli bir yere sahiptir. Dönem dizilerinde çokça karşılaştığımız bu döneme ait takılar, hepimizin belleğinde yer edinmektedir.

Küçük bir krallıktan, 3 kıtada hakimiyet elde etmeye uzanan geniş bir coğrafya ve tarih diliminde karşımıza çıkan Roma İmparatorluğu, sanat ve mimaride olduğu gibi takı tasarımlarını da etkiledi. Kısa bir diktatörlük döneminden sonra demokrasiye geçen Roma’nın yayılma politikası giderek güçlendi ve Güney İtalya’yı da hakimiyeti altına aldı. Ardından Kartaca’yı yenmesi ile Akdeniz’e hükmetmeye başlaması, Makedonya ve Yunanistan’dan başlayarak Helenistik krallıkları işgal etmesi ile geniş topraklara yayıldı. Senatonun Augustus ünvanı ile olağanüstü yetkilerle başa getirdiği Oktavianus döneminde sanat ve siyasette köklü değişimler oldu ve cumhuriyet yönetiminin yerini imparatorluk yönetimi aldı. Krallık ve cumhuriyet döneminde Yunan kentlerinin etkisinde olan Roma’da, Helenistik Krallıkların ele geçirilmesiyle Yunan etkisi daha da arttı ve bu mitolojilerinin ve sanatı şekillendirdi. İmparatorluk döneminde merkezileşen ve artan güç ile birlikte bu medeniyet kendisine ait bir forma evrildi. Yayılmacı politika ve savaşlar sebebiyle askeri kuvvet gerekliliği ve bunun ekonomik baskıları sebebiyle cumhuriyet döneminde altın kullanımında ciddi değişiklikler oldu. Takılarda altın kullanımı azaldı, mezarlara altın süs bırakılması yasaklandı ve altın daha çok soyluların kullanabileceği bir madde haline geldi. Altın yüzükler statü işareti olarak kabul edildi ve sadece üst sınıf ve rütbelilerin altın yüzük taşımasına izin verildi. Takının tam anlamıyla hayatın bir parçası olduğu bu dönemde, yoksul insanlar değerli madenler yerine bronz, demir, cam veya kemikten takılar takıyordu. Bu dönemde takı tasarımlarında ciddi bir sadeleşme oluştu fakat bunun sebebi altının azalması değil, takıların ilgiyi ve gözleri sahiplerinde çalmaması gerektiği ile ilgili düşünceydi. Helenistik döneme ait, üzerinde çok fazla detay ve işleme olan takılar ise bütün dikkatleri kendi üzerinde topluyordu. İmparatorluk döneminde ise Roma’nın aşırı zenginleşmesi, soylu aileleri lüks ve gösterişe yönlendirdi.
Roma dönemi takılarında en önemli değişim değerli taş kullanımında oldu. Altının parıltılı güzelliği tek başına yeterli bulunmamaya başlandı ve süs taşları ile kombine edildiği, daha renkli tasarımlar ön plana çıktı. Önceki dönemlerde detaylı altın işçiliği ile takılara verilen hareket, bu dönemde taşların renkleri ve farklı tipte kesimleri kullanılarak takılara verildi. Süs taşlarına olan yoğun talep sonucu, bu taşların çok başarılı taklitleri üretilmeye başlandı. Ayrıca gümüş ve altın gibi madenler, imparatorluk paraları ve madalyonları ile de kombine edilerek takılarda farklı bir kullanım modeli geliştirildi. Özellikle mühür yüzükler herkes için ciddi bir ihtiyaçtı. Yiyecek maddelerden, resmi evraklara kadar her şeyin mühürlendiği ve bürokrasinin ağırlaştığı bu dönemde mühür yüzükler ticaretin ve siyasetin olmazsa olmazları arasındaydı. İlk zamanlarda mühür yüzüklerde mitolojik figürler veya portreler bulunmaktaydı. Ancak mühür yüzüklerin artan bürokrasi ile beraber, alt sınıflar için de gereklilik haline gelmesiyle basit monogram mühürler artış gösterdi.
Roma’da yüzükler, erkeklerin statülerini gösterirdi. Süs, mühür, uğur, evlilik, aile yüzüklerinin dışında, ödül ve başarı nişanı yüzükler de rütbe göstergesi olarak taşınırdı. Soylu erkeklerin her parmağında bir yüzükle, aynı anda ondan fazla yüzük taşıdıkları görülebilirdi. Erkeklerin en fazla taşıdığı takılar bu sebeple yüzüklerdi. Kadınlar ise aynı anda birçok takıyı set olarak kullanırlardı. Yoğun yüzük kullanımına ek olarak, bunları küpeler, kolyeler, bileklikler ile kombine ederlerdi. Eşlerinden bağımsız olarak, kadınların en değerli varlıkları takıları olduğu için, genellikle bunları sergilemek kendileri için değerliydi.




Not: İstanbul Kuyumcular Odası Yayınlarının yayınladığı, Altan Türe tarafından yazılan "Dünya Kuyumculuk Tarihi I - Eski Çağlardan Orta Çağa" kitabından derlenmiştir. Takılara ve takı tasarım tarihine meraklı olan herkesin kitaplığında olması gerektiğine inandığımız bu kitap serisini, bütün takipçilerimize tavsiye eder, bu bilgiler için kendisine teşekkür ederiz.